1889 senesinde İstanbulda doğdu. İlk öğrenimine İstanbulda Şemsül-Maârif özel okulunda başladı. Orta öğrenimini Vefâ ve Trabzon idâdîlerinde tamamladı. 1907 senesinde Mekteb-i Hukuka girdi. 1910 yılında mezun oldu. Bir sene Adliye Nezâretinde memurluk yaptı. Sonra Trabzon Sultânîsine edebiyât öğretmeni tâyin edildi. 1913 senesinde psikoloji ve pedegoji tahsili için, İsviçreye gönderildi. Cenevre Üniversitesi Psikoloji Enstitüsü ile Jean Jacques Pousseau Pedegoji Enstitüsünü bitirdi. 1916da yurda döndü. İstanbul Dârülmuallimîni psikoloji ve pedegoji öğretmenliğine tâyin edildi. Aynı okulda üç sene müdürlük yapan İbrahim Alâaddîn Gövsa, 1926 yılında Maârif Vekâleti Tâlim ve Terbiye Dâiresi âzâlığına getirildi. 1927 senesinde Sivas mebusu seçildi. İki dönem mebusluk yaptıktan sonra, 1935te Maârif Vekâleti müfettişi, 1936dan 1946'ya kadar İstanbul mebusu oldu. Zirâat Bankası idâre meclisi üyesiyken 1949 senesinde Ankarada öldü.
İlk şiirleri aruz ölçüsüyle Servet-i Fünun ve Hıyaban dergilerinde çıkmıştır. Yeni Mecmua'da çıkan hece şiirleriyle Millî Edebiyat akımı içinde görülür. Milli Edebiyat akımını benimsedikten sonra vatan, yiğitlik ve millet konularında hece ile şiirler yazmıştır.
Edebiyatımızda çocuklar için şiir çığırının öncülüğünü yapmıştır. Çocuklar için yazdığı şiirlerinde onları yurt sevgisine, iyiye ve güzele yöneltmeyi amaçladığı görülür. Atatürk için yazdığı Tavaf şiirini aruzla ve yabancı sözcükler kullanarak yazmış olmasına karşın, coşkuyla söylemiştir. Ünlenmesinde bu şiirin etkisi büyüktür. Ayrıca farklı dergi ve gazetelerde çeşitli konularda yazılar, fıkralar, mizahî yazılar, gülmece öyküsü, monografi, pedagoji, biyografi, şiir, hikâye, hiciv, psikoloji, çocuk psikolojisi, eğitim, çeviri ansiklopedi ve sözlük yazımıyla uğraşmış; hemen her türlü edebiyat dalında yapıt vermiştir. Aruzdan heceye, Ulusal edebiyattan eğitim amaçlı çocuk şiirlerine, toplum şiirlerinden biyografi, sözlük ve ansiklopedi çalışmalarına geçer. Son dönemde daha çok edebiyat tarihi çalışmalarına yönelmiş, az sayıda da olsa yeniden aruz ölçüsüyle şiir yazıp yayımlamıştır.
İbrahim Alaaddin Gövsa Eserleri
Şiir:
Çocuk Şiirleri,
Güf tü Gû (dedikodu),
Çanakkale İzleri,
Acılar.
Diğer eserleri:
İlk Gençlik Hakkında Ruhiyat ve Terbiye Tedkikleri,
Bedii Terbiye Tedkikleri,
Bedii Terbiye,
Şen Yazılar.
İbrahim Alaaddin Gövsa Şiirlerinden Örnekler
Türk Bayrağı
Kahramanlar bucağında uyandın,
Şehitlerin kanlariyle boyandın,
Nice düşman kalesine uzandın,
Sana selâm ey şanlı Türk bayrağı.
Çırpınarak dalgalanır kanadın,
Gökyüzüne çıkmak mıdır muradın?
Gölgende can vermek ister evlâdın,
Bir kalandır her bir Türk'ün kucağı.
Ey şerefin, büyüklüğün fermanı,
Ey kavgalar tarihinin destanı,
Seni ister şu toprağın her yanı,
Sensiz tütmez, yurdun hiç bir ocağı.
Allah Sevgisi
Kim çıkarır sabahleyin erkenden,
Dünyamıza ışık veren güneşi?
Gece vakti denizlere serpilen,
Ay doğuyor; kim yapıyor bu işi?
Kışın kuru sandığımız fidana,
Baharda kim yeşillikler giydirir?
Bülbül öter, yuva yapmış ormana,
Bu sedayı ona acep kim verir?
Vatan, millet ne demektir bilmeden,
O sevgiyi kalbinize kim verdi?
Babanızdan güzel bir şey isterken,
Gönlünüze kim koyuyor ümidi?
Akşamüstü karanlıklar içinden,
Milyonlarca yıldızı kim parlatır?
İşte bütün bu şeyleri düşünen.
Yapan, eden, yaratan hep Allah'tır.
Bugün 38270 ziyaretçi (58633 klik) kişi burdaydı!
Tasavvuf Edebiyatı
Günün Sözü
"Biz dile söze bakmayız, gönle hale bakarız.. Edep bilenler başkadır, Canı ruhu yanmış aşıklar başka.." Hazreti Mevlânâ Celaleddin Rûmi (k.s)
Son Dakika Haberleri
TASAVVUF EDEBİYATI NEDİR
Halk edebiyatının “tasavvufi halk edebiyatı” ya da “tekke edebiyatı” denilen türü 12’nci yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Ama Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir. Anadolu’da 19′uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı. Tekke edebiyatı şairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar. Tekke şiirinin genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdi. Nazım birimi dörtlüktü. Ama gazel biçimde yazılmış ilahiler de vardır. Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur.